بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فِيهَا عَيۡنٞ جَارِيَةٞ ١٢

Orada akan bir kaynak vardır.

– Diyanet İşleri

فِيهَا سُرُرٞ مَّرۡفُوعَةٞ ١٣

(13-16) Orada yüksek tahtlar, konulmuş kadehler, sıra sıra yastıklar, serilmiş gösterişli yaygılar vardır.

– Diyanet İşleri

وَأَكۡوَابٞ مَّوۡضُوعَةٞ ١٤

(13-16) Orada yüksek tahtlar, konulmuş kadehler, sıra sıra yastıklar, serilmiş gösterişli yaygılar vardır.

– Diyanet İşleri

وَنَمَارِقُ مَصۡفُوفَةٞ ١٥

(13-16) Orada yüksek tahtlar, konulmuş kadehler, sıra sıra yastıklar, serilmiş gösterişli yaygılar vardır.

– Diyanet İşleri

وَزَرَابِيُّ مَبۡثُوثَةٌ ١٦

(13-16) Orada yüksek tahtlar, konulmuş kadehler, sıra sıra yastıklar, serilmiş gösterişli yaygılar vardır.

– Diyanet İşleri

أَفَلَا يَنظُرُونَ إِلَى ٱلۡإِبِلِ كَيۡفَ خُلِقَتۡ ١٧

Deveye bakmıyorlar mı, nasıl yaratılmıştır!

– Diyanet İşleri

وَإِلَى ٱلسَّمَآءِ كَيۡفَ رُفِعَتۡ ١٨

Göğe bakmıyorlar mı, nasıl yükseltilmiştir!

– Diyanet İşleri

وَإِلَى ٱلۡجِبَالِ كَيۡفَ نُصِبَتۡ ١٩

Dağlara bakmıyorlar mı, nasıl dikilmişlerdir!

– Diyanet İşleri

وَإِلَى ٱلۡأَرۡضِ كَيۡفَ سُطِحَتۡ ٢٠

Yeryüzüne bakmıyorlar mı, nasıl yayılmıştır!

– Diyanet İşleri

فَذَكِّرۡ إِنَّمَآ أَنتَ مُذَكِّرٞ ٢١

Artık sen öğüt ver! Sen ancak bir öğüt vericisin.

– Diyanet İşleri

لَّسۡتَ عَلَيۡهِم بِمُصَيۡطِرٍ ٢٢

Sen, onlar üzerinde bir zorba değilsin.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu